Abdürrahim Karahisârî, manevi dünyamızın önemli şahsiyetlerinden biridir. Âlim, Düşünür ve Mutasavvuf Karahisârî’nin Afyonkarahisarlı olmasından dolayı Afyonkarahisarlılar büyük bir övünç duyar. Karahisârî adı üzerinde Karahisarlı ve Karahisar’a ait anlamını taşımaktadır. Yazılı kaynaklara göre doğum tarihine ilişkin çelişkiler olsa da eseri Vahdetnâme’de doğum yerini “Oldu gerçi mevlidim Karahisar” yazarak Afyonkarahisarlı olduğunu kaydetmiştir.
Karahisârî; Beypazarı’nda buluştuğu Fatih Sultan Mehmet’in Hocası Akşemsettin’in talebesi olarak her yerde görülürken, Fatih’in İstanbul’u fethine Akşemsettin’le birlikte katılmıştır. Beraberlikleri sırasında Akşemsettin kendisine halife olarak Abdürrahim Karahisârî’yi tayin etmiştir. Yazılı kaynaklara göre fetihten bir ay sonra Afyonkarahisar’a dönen Karahisârî manzum eserlerinde tasavvufta anlaşılması zor felsefi ve tasavvufi konuları herkesin anlayabileceği düzeye indirerek halkı aydınlatmıştır. Halk kültürüne ilişkin çalışmalarıyla tanıdığımız yazarlarımızın Abdürrahim Karahisârî’yi tanıtan makaleleri sınırlı bilgiler içermektedir. Akademik çevreler tarafından da Abdürrahim Karahisârî’nin eserleri üzerinde yalnızca günümüz Türkçesi’ne çevirme çalışmaları yapıldığını yine yazarımızın önsözünden öğreniyoruz. Yrd. Doç. Dr. Kamil Sarıtaş Hocamız Abdürrahim Karahisârî’nin eserlerindeki düşünce ve tasavvuf felsefesini sistematik olarak ortaya çıkaran bilimsel bir çalışmayı bizlere ve bilim dünyasına hediye etmektedir. Kendisine minnettarız. İslam’ı ve Osmanlı’yı 15. yüzyıldan anlamak, tanımak, geçmişi değerlendirerek geleceği şekillendirmek için bu eserin bizler için çok değerli olduğunu düşünüyorum.
Yrd. Doç. Dr. Kamil Sarıtaş, Mısri Sultan Abdürrahim Karahisârî’de Tasavvuf Felsefesi isimli eserinde Karahisârî’nin ahlak felsefesinde olumlu ahlaki erdemleri; kulluk, şükür, sabır, tevbe, tevekkül-tefviz-teslim-rıza, takvâ, tevâzu, işar, dostluk ve adâlet olarak sıralamıştır. Karahisârî’ye göre olumlu ahlaki özellikler erdemlerin ilk sırada olanı kulluktur. “Kulluk yüce bir mertebedir. Zira insanı, Allah katında değerli kılan şey kulluğunu hissetmesidir” diyen Karahisârî günümüzde Allah’a kul olmayı bilemeyenlerin ahlaki çöküntü içinde olduklarını yüzyıllar öncesinde bize işaret ediyor. Karahisârî, olumsuz ahlaki özellikleri de başlı başına bir hastalık olarak tanımlamıştır. Karahisârî bir insan kötülük yapıyorsa o insan bilinçsiz ve hasta demektedir. Hastalık ve bilgisizlikleri de rezillikler olarak adlandıran Karahisârî bu rezillikleri; dünya sevgisi, heves, itibar ve şöhret, gurur-kibir ve hırs, ahmak, adâvet, haram kazanç, kusur arama, fısk ve günah olarak görmektedir.
Karahisârî, Allah-insan ve insan-insan arasındaki ilişkilerde nefsin büyük bir tahribata yol açtığını belirtmektedir. Karahisârî, hayatımızın her aşamasına şekil verecek erdemleri terk ederek rezilliklere saplanan insanın, rezilliklere yol açan nefsiyle mücadele etmek zorunda olduğunu “Nefsi öldürmek için az yemek, az konuşmak, az uyumak ve nefs ile savaşmak gerekir. Kim bu hususları hayata geçiremezse asla nefsini kötülüklerden kurtaramaz.” demektedir. Yazarımızın mütevazı olarak gördüğü böylesine önemli bir çalışmada ilk kez Abdürrahim Karahisârî’nin düşünce ve tasavvuf felsefesi irdelenmiştir. Yard. Doç. Dr. Kamil Sarıtaş Hocamızın sistematik ve bilimsel çalışmasıyla bizlere sunduğu bu eser Abdürrahim Karahisârî’yi anlayabilmemizi, günümüz sıkıntılarını giderirken düşünce ve tasavvufi görüşlerinden istifade etmemizi sağlayacak. Gönül insanı Abdürrahim Karahisârî’ye özel önem vererek genelde sabah, cuma ve teravih namazlarına Mısri Camii’ne giden Afyonkarahisarlılara onu daha yakından tanıtacak.Bilim dünyamıza böylesine önemli bir eseri kazandıran Yard. Doç. Dr. Kamil Sarıtaş hocamıza, bu çalışmanın kitap olarak yayımlanmasında emeği bulunan çalışma arkadaşlarım Kültür ve Sosyal İşler Müdürümüz Emine Emel Sarlık, Grafiker arkadaşlarım Ramazan Gölcük ve Zakire Şahin ile müdürlük personeline teşekkür ediyorum.15. Yüzyılın Büyük Düşünürü ve Tasavvufu Mısrî Sultan Abdürrahim Karahisârî’de Tasavvuf Felsefesi isimli bu güzide eseri bilim dünyasına ve Afyonkarahisarlılara hediye ediyorum.